The Cursed Tapes

Clint, babasının eski evini temizlemek üzere düzenlenen bir dizi garaj satışına hazırlanırken, karmaşık ve kaotik bir mirasla karşılaşır. Dağınıklık arasında, zincirlerle sıkıca kapatılmış ve garip sembollerle işaretlenmiş gizemli bir kapı keşfeder—bu kapıdan bilinçli olarak uzak durmuştur. Bodrum katını araştırırken, babasının gerçek kimliğini ortaya çıkaran eski VHS kaset koleksiyonuna rastlar. Ancak ortaya çıkan sırlar çok daha korkutucudur: Babası aslında korkunç bir canavarı saklamaktadır ve şimdi o yaratık huzursuzdur. Bu arada, genç Sammy, babasının kaybıyla baş etmeye çalışan ve kabuslarla mücadele eden tek ebeveynli bir evin çocuğudur. Annesi Brandy, ona destek olmaya çalışsa da, yaşadıkları zorluklar üzerlerinde ağır bir baskı oluşturur. Clint’in garaj satışına yaptıkları ziyaret sırasında Brandy ve Sammy, Clint’in babasına ait eski bir radyo satın alırlar. Farkında olmadan, bu masum görünen eşya, kapana kısılmış canavarla iletişim kurmanın bir aracıdır. Canavar telsiz yoluyla Sammy’ye ulaşarak, ona kaçması için yardım etmesi gerektiği konusunda kurnazca manipülasyon yapar. Clint, babasının karanlık geçmişini araştırırken, evin gizemli köşelerinde saklanan yaratıkla yüzleşmek zorunda kalır. VHS kasetlerindeki ipuçlarını birleştirerek, yaratığı sonsuza dek yenmek için kritik bilgileri içeren önemli bir kayıt keşfeder. İpuçlarını çözmeye kararlı olan Clint, canavarın gücünün giderek arttığını ve ortaya çıkacak kaosun yaklaştığını bilir. Her yeni bilgiyle birlikte, sadece babasının karanlık mirasıyla değil, başarısız olması halinde karşılaşacağı korkunç sonuçlarla da yüzleşir. Çünkü canavar serbest kalırsa, kaos tüm hayatları alt üst edecektir.